Makaleler

Tahsil edilemeyen alacaklarınızı vergiden düşebileceğinizi biliyor musunuz?

Bazı alacakların muhatapları genel olarak ödeme zorluğuna düşmüş olabilir. Usulüne göre aciz vesikası çıkarılan bu kişilerden alacaklı olanlar, bu alacakları için karşılık ayıramaz. Çünkü aciz vesikası, alacağını tamamen alamamış olan alacaklıya, ödenmeyen alacak miktarı için verilen bir belgedir. Bu belgenin verilmesi ile alacaklının alacağı son bulmaz, hatta alacaklının durumu kısmen kuvvetlendirilmiş olur. Örneğin alacağın zamanaşımı süresi, belgenin düzenlenmesinden itibaren yirmi yıl olur ve artık borçlu borcunun olmadığını iddia edemez. Başka bir deyişle aciz belgesi İcra İflas Kanunu anlamında borç ikrarını içeren bir belge olup, alacağın değersiz olduğuna ilişkin bir vesika değildir. Bu nedenle bir alacağın aciz belgesine bağlanmış olması, alacağın gelecekte tahsil edilme imkânını ortadan kaldırmaz.

Buna mukabil iflası istenen borçlularda durum farklıdır. İflas halinde, alacaklının borçluyu dava etmesi veya icra yoluyla takip edebilmesi yasal olarak mümkün değildir. İcra ve İflas Kanunu, bu takip yollarını kapatarak sadece iflas masasına kayıt olma hakkını verdiğinden, cebri icra ve külli tasfiye yolu olan iflas halinde bütün alacaklılar eşit şekilde işlem görür ve bu nedenle ferdi icra takiplerine izin verilmez. İflas bir icra yolu olup alacaklı yönünden normal icradaki gibi amaç alacağa kavuşmak olduğundan iflas masasına kaydı yaptırılan alacaklar icra safhasına intikal edilmiş sayılır. Mükellefler borçlu müşterilerinin iflas etmesi halinde, şüpheli alacak karşılığı ayırabilirler. Ancak karşılık alacağın masaya kaydının yapıldığı, diğer bir ifadeyle icra safhasına intikal ettiği hesap döneminde ayrılmalıdır. İflas halinde de ayrılan şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kâr-zarar hesabına intikal ettirilir. Hakkında iflas ertelemesi kararı bulunan firmalar için de kanunen icra takibi yapılamadığından, bu alacaklar için dava ve icra süreci başlamasa da karşılık ayrılabilir.