Makaleler

İşe İade Davasının Kazanılması

İşe iade davaları kapsamları itibariyle hem işveren hem de işçi açısından özellik arz ettikleri gibi sonuçları açısından da iki taraflı etkiye sahiptirler.

İşe iade davalarının yasada öngörülen şekilde iki aylık süre içerisinde karara bağlanması ve bir aylık süre içerisinde de Yargıtay tarafından incelemesi gerekmesine karşın, kararın kesinleşerek işçinin işe iade başvurusunda bulunması çoğunlukla bir yılı aşmaktadır.

Bu süreç içerisinde, işçinin başka bir işyerinde çalışması olasılığına bağlı olarak kimi zaman işverenin işçiyi işe başlatma yönünde aldığı kararlar neticesinde işçinin işe başlaması mümkün olamadığı gibi, tersine işverenin de o dönemdeki mevcut yapısı itibariyle işçiyi yeniden işe başlatması mümkün olmayabilmektedir. Ayrıca bu olasılıkların dışında idari bir karar olarak da işçiyi işe başlatmak yerine parasal tutarları ödemek tercih edilebilmektedir.

Bu kapsamda, işe iade kararının kesinleşmesinden sonraki süreç önem taşıdığından, bu ayki yazımızda işe iade davalarının uygulamadaki sonuçları üzerinde durulacak olup, işçinin işe iade talebinde bulunmaması, işçinin işe davete rağmen işe başlamaması, işçinin işe iade talebi sonrası işe başlatılması veya işe başlatılmaması olasılıkları ile yapılacak olan ödemeler ve SGK bildirimi üzerinde durularak, her olasılık yönünden ortaya çıkacak sonuçlar ayrı ayrı değerlendirilmeye çalışılacaktır.

 

İşe İade Davasının Sonuçları

İşe iade davalarında, dava öncesindeki hazırlıklar yapılırken yukarıda saydığımız hususlar ayrıntılı olarak incelenip dilekçeye eklenirse sonuçların müspet olma ihtimali oldukça yüksektir.  İşe iade davalarında üç tür sonuç ortaya çıkmaktadır. Davacının işçi olduğu işe iade davalarında ilk durum davanın kabulü, ikinci durum davanın reddi, üçüncü durum ise davanın konusuz kalmasıdır. Bu sonuçları sizler için maddeler halinde derledik.

1) Davanın Kabulü Halinde 

İşe iade davasının kabulü demek davayı yerel mahkemede işçinin kazandığı anlamına gelir. Bu kararı iş mahkemeleri vermektedir. Karar Yargıtay’a temyiz konusu olarak götürülebilir. 

İşe İade Davalarının kabulü ile birlikte çeşitli ihtimaller ortaya çıkacaktır. Öncelikle;

Feshin Geçersizliğine Karar Verilir 

İşe İade Davalarının işçinin lehine kabul edilmesinin doğal sonucu olarak İşveren tarafından yapılan fesih geçersiz kabul edilecektir. İş Mahkemeleri gerekçeli kararında öncelikle FESHİN GEÇERSİZLİĞİ tespitini yapacak ve bu konuda kararını verecektir. İş sözleşmesi sona erdirilirken işverence geçerli sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı mahkeme tarafından tespit edilerek feshin geçersizliğine karar verilecektir. 

İşe İade Kararı 

İş Mahkemesi ikinci olarak işe iade kararı verecektir. Feshin geçersizliği tespiti yapıldıktan sonra geçersiz fesih sebebiyle işçinin işine iadesi yönünde hüküm kurulacaktır. Bu hükmün kesinleştiği tarihten sonra işçi 10 gün içerisinde yazılı olarak işverene başvuracak işveren ise 30 gün içerisinde ya işçiyi işine başlatacak yada yasal olarak hak ettiği tazminatlarını ödeyecektir. Burada seçimlik bir hak söz konusudur. İşveren işçiyi işe başlatmakta veya tazminatını ödeyip başlamamakta özgürdür.

İşçinin işine başlatılması durumunda işveren, işçinin iş sözleşmesi feshedilmeden önce sahip olduğu bütün hakları işçiye vermek zorundadır. Başka bir deyişle işyerinde Tıbbi Satış Temsilcisi olarak çalışan bir kişinin işe iade kararından sonra işyerinde başka bir görevde başlatılması kabul edilemez bir durum olup işverenin işe iade yönünde düşüncesinin olmadığının göstergesi olacaktır. İşçi, eskiden sahip olduğu aynı haklarla (ücret, kıdem, ikramiye, araç tahsisi, sosyal haklar v.s) işine başlatılmak zorundadır. Burada dikkat edilmesi gereken bir başka husus ise işe iade kararı verilip işe iade alınan personelin yerine alınan başka işçi varsa işe iade kararı sonrasında işe alınan işçinin iş sözleşmesi feshedilebilecektir. Bu işe iade kararı fesih  için geçerli bir neden sayılacaktır. 

İşe Başlatmaması Halinde Tazminat Ödenmesi

İş Mahkemesi işçinin işe iadesi kararını verdikten sonra işverene de sorumluluk yükleyecektir. İşveren, işçiyi karar gereğince işe iade almaz ise 4 ay ile 8 aylık brüt ücret tutarı arasında (Bu süre mahkemenin takdirindedir. Ama uygulamada genelde 4-5 ay verilmektedir.) mahkeme kararı uyarınca tazminat ödemek zorunda kalacaktır. Fakat işveren burada karar gereği kendiliğinde işçiyi işe almak zorunda değildir. İşçi kesinleşmenin tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde çalışma talebini işverene iletmek zorundadır. Bu süre hak düşürücü bir süredir. Bu sürenin geçirilmesi halinde işçi dava sebebiyle kazandığı bu haktan ve işe iade hakkından yararlanamayacaktır. 

Boşta Geçen Süre İçin Tazminat 

Mahkeme işe iade davasında verilen kararın kesinleşmesine kadar işçinin çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer hakları ödenmesi yönünde karar verecektir. Bu tazminat işçi başka bir işte çalışmaya başlasa da işçiye verilecektir. İşçinin farklı bir işyerinde çalışmaya başlaması bu tazminatı almasına engel değildir. 

İşverene Yapılacak İşe İade Başvurusu 

İşçi kesinleşen mahkeme kararının tebliğinden itibaren on işgünü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. İşçi bu süre içinde başvuruda bulunmaz ise, işverence yapılmış olan fesih geçerli bir fesih sayılır ve işveren sadece bunun hukuki sonuçları ile sorumlu olur. Bu sebeple dikkat edilmesi gereken en önemli sürelerden biri bu on günlük süredir. On günlük süre kararın kesinleşmesi tarihinden başlayacaktır. 

Mahsup

İşveren işçinin talebi doğrultusunda işçiyi işe başlatma kararı verir ise, eğer daha önceden peşin olarak ödenmiş bildirim sürelerine ait ücret ile kıdem tazminatı var ise, iş kanunu hükümlerine göre ödenmiş olan bu tutar işçiye tazminat olarak ödenecek tutardan mahsup edilecektir. İşe başlatılmayan işçiye bildirim süresi verilmemiş veya bildirim süresine ait ücret peşin ödenmemişse, bu sürelere ait ücret tutarı ise ayrıca ödenmek zorundadır. 

2. Davanın Reddi Halinde 

İş Mahkemesi tarafından işçi tarafından açılmış işe iade davası süre veya çeşitli sebeplerle iş mahkemesi tarafından uygun bulunmayabilir. Bu durumda mahkeme işçi tarafından açılan işe iade davasını reddeder. İşçinin bu ihtimalde sorumluluğu yargılama masrafları ve karşı taraf kendini avukat ile temsil etmişse yasal vekâlet ücretini ödemektir.  

Unutmamak gerekir ki işçi tarafından açılmış işe iade davası red olsa bile işçinin yasal olarak hak ettiği ve işveren tarafından kendisine verilmeyen kıdem, ihbar ve tüm sair işçilik alacakları dava yoluyla işverenden istenebilir. İşe iade davasının kaybedilmesi bu taleplerde bulunmaya engel değildir.

3. Davanın Konusuz Kalması

Davanın konusuz kalması iki durumda olacaktır. Birincisi dava devam ederken işçi, işveren tarafından işe başlatılmasıdır. Bu durumda işe iade davası işe iade kararı verilse bile diğer yönlerden konusuz kalsa da yerleşik yargı içtihatları doğrultusunda devam edecek ve işçi boşta geçen süreyi işvereninden talep edebilecektir.  İşverenin dava devam ederken işçiyi işe başlatması davanın kendiliğinden tamamen konusuz kalacağı anlamına gelmemektedir. Boşta geçen süre ve avukat vekalet ücreti işverenden davaya devam ederek alınabilir. İkinci durum ise işçinin davadan feragat etmesidir. İşçi davasından vazgeçerse dava konusuz kalır. Bu durumda tarafların yaptığı tüm masraflarda kendi üzerlerine kalır.